Günümüzde doğallığa ve sağlıklı yaşam ürünlerine olan ilgi giderek artarken, doğanın sunduğu gizli hazinelerden biri olan iğde meyvesi de hak ettiği ilgiyi görmeye başladı. Anadolu topraklarında yüzyıllardır bilinen ve tüketilen iğde, yalnızca lezzetiyle değil, sağlığa olan katkılarıyla da ön plana çıkıyor.
İğde, genellikle kurak iklimlerde yetişen, zeytin büyüklüğünde, dış kabuğu altın kahverengi ve kadifemsi yapıda olan bir meyvedir. İçeriğinde bol miktarda C vitamini, flavonoidler, tanenler ve lif barındırır.
Yüksek C vitamini içeriği sayesinde iğde, vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Soğuk algınlığı ve grip gibi mevsimsel hastalıklara karşı doğal bir kalkan görevi görür.
İğde meyvesi, lif bakımından oldukça zengindir. Bu özelliğiyle bağırsak hareketlerini düzenler ve sindirimi kolaylaştırır.
Geleneksel tıpta mide ülseri ve gastrit gibi rahatsızlıkların doğal tedavisinde iğde sıklıkla önerilir. Tanen içerikleri sayesinde mideyi yatıştırıcı etkisi bulunur.
Antioksidan bileşenler açısından zengin olan iğde, ciltte yenilenmeyi destekler. Kuruluğa ve sivilcelere karşı iyileştirici etkiler sunabilir.
Flavonoidler ve fenolik bileşikler içeren iğde, serbest radikallerle savaşarak yaşlanma etkilerini azaltabilir ve hücreleri koruyabilir.
İğde genellikle kurutulmuş şekilde tüketilir. Ara öğünlerde sağlıklı bir atıştırmalık olarak tercih edilebilir. Ayrıca çeşitli tariflerde, bitki çaylarında ya da doğal karışımlarda da kullanılabilir.
İğde meyvesi, hem geçmişten gelen bilgeliği hem de günümüz sağlıklı yaşam trendlerini bir araya getiren eşsiz bir meyvedir. Doğallık arayan herkesin mutfağında yer alması gereken bu değerli besin, dengeli tüketildiğinde vücut için tam bir şifa kaynağıdır.